ARENA2036: Geleceğin akışkan otomobil fabrikası

Otomobil endüstrisi büyük bir zorlukla karşı karşıya: Geleceğin otomobili nasıl görünecek? Peki üretim nasıl yeni ve sürekli değişen taleplere uygun hale getirilebilir? Konuyla ilgili Almanya'nın en büyük araştırma platformu olan ARENA2036'da 30'un üstünde şirkete bağlı uzman ve bilimsel kuruluşlar, geleceğin değerleri için ortak bir vizyon kapsamında çalışıyorlar. Bu projede KUKA. Otomasyon çözümleri alanında lider şirket olan KUKA, büyük ortak proje ARENA2036'da ilk defa yer almaktadır. Bu kapsamda Endüstri 4.0 için akışkan üretim yöntemleri geliştirilmekte ve denenmektedir.

2013 yılında Stuttgart Üniversite'sinde kurulan ARENA2036 sayesinde üretim, çalışma ve mobilite konularında dünya çapındaki en modern araştırma fabrikalarından biri ortaya çıkmıştır. KUKA, Fraunhofer IPA & IAO veya Deutschen Zentrum für Luft- und Raumfahrt (DLR) gibi bilimsel enstitülerin ve Siemens, Bosch veya Daimler gibi şirketlerin yanında, farklı alanlarda uzman olan 30 ortaktan biridir. "Bilim ve ekonominin kesiştiği bu projeler sayesinde geleceğin üretimine katkı sağlama şansına sahip olduk." diye belirtiyor KUKA'nın otomobil teknolojisi çözümleri proje müdürü Matthias Paukner. Ve bunlar, şirketin kendi geliştirme çalışmalarına önemli katkılar sağlamaktadır. "Ortaklarla yapılan bilgi alışverişi sayesinde daha bugünden, yarının endüstrisinin ne talep edeceğini öğreniyoruz ve buna uygun olarak hareket edebiliyoruz." diye açıklıyor proje müdürü.

"ARENA2036 fluPro" destek projesinin hedefi

KUKA 2018'in Ekim ayından beri büyük ARENA2036 ortak projesinin bir parçasıdır. "Akışkan üretim (fluPro)" projesinin hedefi, üretimi ağa daha sıkı bağlamak ve daha değiştirilebilir hale getirmektir. Araştırma ve geliştirme çalışmaları için yaklaşık 10.000 metrekarelik bir alana sahip, son derece modern donanımlı bir alan sunulmuştur. Şu an yürütülen projenin odak noktası, Stuttgart Üniversitesi arazisindeki araştırma kampüsünde bulunan dev bir tesistir. KUKA, ARENA2036'ya KR60, KR360, Cobot LBR iiwa, KMR iiwa ve KMP1500 model birçok robotla destek sağlamaktadır. Bu robotlar ikili ve çok yönlü araştırma projelerinde kullanıldığı gibi, "fluPro" destek projesinde de kullanılmaktadırlar.

"Akışkan üretim" projesi, daha dinamik ve beklentilere uygun makine yapıları geliştirebilmek için, üretim araçlarını yer bakımından esnek modüllere dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu sayede normalde katma değer ve lojistik arasında bulunan ayrım ortadan kalkmaktadır. Sonuç, minimum önlemlerle hareket edebilen ve asıl katma değer ihtiyacından kısa bir süre önce karar verilmesini mümkün kılan yenilikçi bir üretim sistemi olabilir.

Küçük parti miktarlarının ekonomik üretimi

Modern üretimin ana taleplerinden biri, küçük parti miktarlarının ekonomik olarak üretilmesidir. KUKA uygulamalarıyla daha bugünden uygun çözümler sunmaktadır. İlerleyen bireyselleşme, gittikçe kısalan ürün kullanım ömürleri ve artan değişken piyasalar sebebiyle, gelecekte bir ürünün değişken miktarda çeşit ve modellerde üretilmesi daha da önemli bir hale gelecektir. Bir tesisin değiştirilerek uyarlanabilir olması, hiç olmadığı kadar önemli olacaktır. 

Günümüzdeki hareketli üretim yöntemleri konsepti, bir ızgaranın üstünde sıralanmış, kategore edilmiş, standart üretim hücrelerini temel almaktadır. İş parçaları bir döner tabla üzerinden işlem için ilgili hücreye aktarılmaktadır. Bunlar işleme uygun ekipmanlarla özel olarak geliştirilebilmektedir. Böylelikle üretim güncel taleplere hızlı ve zahmetsiz bir şekilde uyarlanabilmektedir.

Fakat üretim işleminde hareket ettirilmesi gereken sadece iş parçası değilse ne olur?

Her bir hücre ayrı ayrı esnek olabilir mi? Ve bu esnada insan-robot işbirliği (HRC) daha da geliştirilebilir mi? "Sonuçlar gelecekteki çalışmalarımız için önemli bir katkı sağlayabilirler." diyor KUKA'nın otomobil teknolojisi çözümleri proje müdürü Matthias Paukner. Proje aynı zamanda HRC, mobil robotik veya dijital gölge gibi kısmi alanlarla ilgili sonuçlar da sunabilir. 

KUKA, ARENA2036 kapsamında birçok ikili ve çok yönlü projede, gelecekteki üretimin nasıl daha esnek ve etkili şekilde tasarlanabileceği sorusu üzerinde çalışmıştır. Bu kapsamda örneğin tesis yapımında artırılmış gerçeklik (AR) yöntemiyle çalışılmıştır. Modern teknikler sayesinde, henüz planlamanın erken aşamasında bir tesisin kurulum ve değiştirme işlemleri modern teknolojilerle sunulabilmektedir:

AR, erkenden geliştirme potansiyellerini görme imkanı sunmaktadır.

Örneğin çalışanların yeterli ölçüde erişim imkanı var mı? Yer en uygun şekilde kullanılıyor mu yoksa geliştirmeler yapılabilir mi? Bunlar artırılmış gerçeklikle cevaplanabilen sorulardır. Aynı durum hücrelerde sonradan değişiklik yapılma ihtimali için de geçerlidir: Gerçeğe yakın dijital bir görüntünün yardımıyla oluşturulan bir simülasyon, zaman ve masraf tasarrufu sağlamaktadır.